HABERTÜRK-İş Müfettişlerine şikayet edin kadrolu eleman olun

HABERTÜRK-İş Müfettişlerine şikayet edin kadrolu eleman olun



--------------------------------------------------------------------------------

İş Müfettişlerine şikayet edin kadrolu eleman olun



Esasen kamu hastanelerinin sürekli işleri 2003 yılından beridir taşaron şirketler üzerinden yürütülüyor ama işçiler hep aynı kalırken her sene taşaron şirketler değişiyor. Çalışma Bakanlığı İş Müfettişleri de bu gibi durumlarda çalışanları Sağlık Bakanlığı’nın kadrolu işçileri haline sokuyorlar…







Ben ve teknik servis ekibi Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışıyoruz. Her sene Teknik Servis Hizmet Alımı adı altında yinelenen ihale kapsamında kazanan firmanın personeli olarak hastanedeki görevimize hastane yönetiminin hakkımızdaki görüşlerine göre devam ediyoruz. İş sözleşmesi belirli süreli olarak yapılmaya başladı. 2009/09. ayda yayınlanan genelgeye göre 20 yıllık Makine Mühendisi olmama rağmen 2009 yılı 12. ay sonrası maaşım 2250 TL den 1150 TL. ye düşürüldü.(Benim gibi çalışan bütün personelde maaş düşüşü yaşandı.) Geçmişe yönelik veya gelecekte kesin bir iyileşme sağlamak için yapabileceğimiz yasal herhangi bir işlem var mıdır?. Mak.Müh. Ahmet R.KASNAK





***Memur yerine taşaron işçisi

Sayın okurum, özellikle Sağlık Bakanlığı hastanelerinde memurlar emekli edildikçe yerlerine yeni memur almak yerine hemen hemen tüm işler (buna hemşirelik, teknik servis, bilgi-işlem dahildir) taşaron şirketler üzerinden yürütülmeye başlandı. Bu sebeple de son 7 yılda kamudaki memur ve kadrolu işçi sayısı hızla düşerken, taşaron işçi sayısı çoğalmaya başladı. Mesela şu an çok partili yaşama geçtiğimiz Cumhuriyet tarihinin en düşük memur sayısına düştük. Ancak, 4857 sayılı İş Kanunu gereğince bu işe muvazaalı işlem deniyor ve İş Müfettişleri raporları ile kadrolu hale getirilirsiniz.



***Buna muvazaalı işlem diyorlar

4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 nci maddesine göre; “…Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez…” kuralı vardır.



Bu kural gereğince, hastanede çalışan aynı kalırken her sene veya 2-3 senede bir taşaron şirketin değişmesine muvazaalı işlem kabul eden müfettişler bu çalışanların kadrolu hale getirilmesini raporlarıyla sağlamaktadırlar.



Mesela, İstanbul Cerrahpaşa, Adana Balcalı, İzmir Urla hastanelerinde yapılan incelemeler sonrası düzenlenen İş Müfettişi raporları çalışanların sağlık bakanlığının kadrolu işçileri olmaları gerektiğine karar vermiştir.



***İşveren mahkemeleri de kaybediyor

İş Müfettişlerinin muvazaalı iş dediği olaylara karşın işveren Sağlık Bakanlığı 4857 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesine göre, “Bu Kanunun 2 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre iş alan alt işveren; kendi işyerinin tescili için asıl işverenden aldığı yazılı alt işverenlik sözleşmesi ve gerekli belgelerle birlikte, birinci fıkra hükmüne göre bildirim yapmakla yükümlüdür. Bölge müdürlüğünce tescili yapılan bu işyerine ait belgeler gerektiğinde iş müfettişlerince incelenir. İnceleme sonucunda muvazaalı işlemin tespiti halinde, bu tespite ilişkin gerekçeli müfettiş raporu işverenlere tebliğ edilir. Bu rapora karşı tebliğ tarihinden itibaren altı işgünü içinde işverenlerce yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Rapora altı iş günü içinde itiraz edilmemiş veya mahkeme muvazaalı işlemin tespitini onamış ise tescil işlemi iptal edilir ve alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılır…”

denilmiştir. Buna göre, Sağlık Bakanlığı süresinde itiraz etmezse veya itiraz eder de mahkemeyi kaybederse hepiniz kadrolu hale gelirsiniz.



***Raporlar uygulanmazsa mahkemeye gidebilirsiniz

İş Müfettişlerinin raporları genelde tavsiye niteliğindedir ama bu olayda yaptırıma tabidir. Yaptırım için de olayı İş Mahkemesine sizin aksettirmeniz gerekebilir. Bu nedenle, önce Çalışma Bakanlığı İş Müfettişlerine şikayet mektupları gönderin ve işyerinizde inceleme yapmalarını talep edin. İncelemeden sonra muvazaalı işlem raporlarını Sağlık Bakanlığı uygulamazsa bu kere sizler raporun uygulanması ve kadrolu hale getirilmeniz için İş Mahkemesinde dava açabilirsiniz. Açmanız yerinde olur.









24.12.2010

Bu konuyu daha önceki sitemizde bir kaç defa anlatmıştım.Fakat çoğu arkadaşa olmayacak bir iş ,hayali bir şey gibi gelmişti.
Yukarıdaki yazı Ali Tezelin internet sitesinde yayınlanmıştır.
Burada ki konu kısaca şudur.
İş Kanununa göre,yani yasalara göre işverenin (kamu yada özel hangi işveren olursa olsun)asıl işini ALt İşverene (Taşerona) vermesi yasaktır.Eğer İşveren buna uymayıp asıl işini taşerona verirse işçiler başlangıçtan itibaren Asıl İşverenin işçileri sayılır.
Bizlerin şu an yapmış olduğu tabloculuk Teiaşın asıl işidir.(Güvenlik,Yemek,Temizlik işleri yardımcı iştir)
Bu sebeple İş Kanununa göre bizlerin Teiaşın asıl işçileri sayılmamız gerekmektedir.

Yapmamız gereken ne diyorsanız oda şudur.Hep birlikte Çalıştığımız trafoların bağlı bulunduğu Bölge Çalışma Müdürlüklerine şikayette bulunup,biz muvazaalı iş sözleşmesiyle çalıştırılıyoruz ,yani İşveren bizi asıl işinde taşeron elemanı olarak çalıştırıyor demek.İŞ müfettişleri durumu inceleyip raporlarını Çalışma Bakanlığına yollayacak.Bakanlık tescil ettikten sonra Teiaşaın asıl işçisi sayılacağız.

Yanlız burada şu var,İktidar şu anda bu yasa yüzünden şıkışmış durumda ve bunu uygulamamak için elinden geleni yapıyor.

Özellikle hastanelerde DİSK e bağlı Dev-sağlık iş sendikası bu işin üzerine gidiyor ve ihaleleri iptal ettiriyor.İktidar bu işe çözüm arıyor ve taşerondan vazgeçmek te istemiyor.Bu yüzden şimdi seçim yüzünden yapamasalarda ileride amaçları mutlaka bu yasayı değiştirip taşeronun önünü tamamen açmak.

Yani arkadaşlar yasal olarak hiç bir eksik olmamasına rağmen iktidarın işine gelmediği için taşeron işçisi olarak böyle sürünüyoruz.Fakat şunu bilinki bizler şu anda yasal olarak Teiaşın işçileriyiz ve bu hakkımızı mutlaka alacağız.Bunu çabuklaştırmak ise bizim elimizde.Elimizde bir sihirli değnek olsa ve bütün arkadaşları ikna edip dilekceleri alabilsek emin olun bu iş olacaktır.
Yalnız burada amacımız iktidarı hedef göstermek değildir.Sadece durumu anlatmaktır.Bu yüzden yorum yazarken hakaret etmeden eleştirilerinizi yazarsanız sevinirim.

***Buna muvazaalı işlem diyorlar

4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 nci maddesine göre; “…Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez…” kuralı vardır.
tredasman bu bölüm yanlışmı doğrumu yazılmıs özellıkle uzmanlık gerektıren işler dışında bölümü uzmanlık gerektıren işler DAHİL olmayacakmı....

millet bunu enınde sonuda yapmalıyız ne kadar çabuk yaparsak hepimizin yararına korkunun ecele faydası yok şirketler sözleşmede gecen hakkımızı bıle vermemek ıcın her seyı yapıyorlar.verılmeyen yarım saatlık öğle mesaılerı ve eksık hesaplanan yol yemek paraları kendı adıma benım ailemın rızkını çalandan allahım fitil fitil çıkarsın.böyle bi durumda bende varım ve mümkün olduğunca bunu tüm arkadaslara yayalım siteye giren girmeyen herkese ve tredasman bu dilekçe örneğini sen hazırla ve burada paylaş.mıllet kımsenın korkmasına gerek yok bızler kalıfıyesız elemanlar değiliz şirketlerın bızlere ellerı mahkum ama korktukları ıcın onlarda korkutarak bu işlerı çözmeye çalışıyorlar.korkarak yaşamaktansa onurumuzla savaşırız.
HEP BİRLIKTE

"İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez…”

Değerli kardeşim burada anlatılmak istenen şey gerçekten iyi anlaşılmıyordu ve bu yüzden işverenlerce kötüye kullanılıyordu.Bu sebeple yine AKP tarafından "Alt İşveren Yönetmeliğ" çıkarılmış ve orada bu konu çok güzel açıklanmıştır.

İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren iş

MADDE 11 - (1) İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren iş, mal veya hizmet üretiminin zorunlu unsurlarından olan, işin niteliği gereği işletmenin kendi uzmanlığı dışında ayrı bir uzmanlık gerektiren iştir.

(2) İşverenin kendi işçileri ve yönetim organizasyonu ile mal veya hizmet üretimi yapması esastır.

(3) Ancak asıl iş;

a) İşletmenin ve işin gereği,

b) Teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirmesi,

şartlarının birlikte gerçekleşmesi hâlinde bölünerek alt işverene verilebilir.

(4) Asıl işin bir bölümünde iş alan alt işveren, üstlendiği işi bölerek bir başka işverene veremez.

"Kendi Uzmanlığı dışında Ayrı bir Uzmanlık Gerektiren İştir" diyor.İşte kırıtik cümle budur.Yani ancak bu tür işleri verebilir diyor yönetmelik.
Burada amaç yeni bir teknoloji geliştiğinde işletmenin önünü tamamen kapatmamaktır.Kendisi yapamayacağı bir iş meydana çıktığında dışarıdan hizmet alımıyla bunu yaptırabilmesidir.
Bunun dışında asıl işiyle ilgili hiç bir şeyi Alt İşverene ,yani taşerona veremez.

Sana ve tüm arkadaşlara tavsiyem olayı daha iyi anlayabilmek için ALT İŞVEREN YÖNETMELİĞİ ni okumanızdır.

Pek ilgi görmedi heralde.

Tradesman demiş ki:Pek ilgi görmedi heralde.

Aslında Çok İlgi Gördüde Alt iş veren Yönetmeliğini Dedin ya Kim Uğraşacak Şimdi İşte Biz Böleyiz bu yüzden hep Kaybediyoruz ) inş birisi araştırda paylaşır

Kadrolu olmak istemiyor demek ki arkadaşlar.Birisi gelip zorlamı yapacak, onumu bekleyecekler acaba.

Konu basit.AKP nin çıkardığı İş KANUNU ve Alt İŞveren Yönetmeliği diyor ki;

Teiaş bu işi taşerona veremez.Verirse sözleşme iptal olur ve işçiler Teiaşın işçileri olur.

Bunuda tespit görevi İş MÜFETTİŞLERİNİNDİR.

Korkunun ecele faydası yok demişler
.Başımıza bir şey gelir diye korkudan hiç bir şey yapmıyoruz ...NE ZAMANA KADAR.başımıza bir şey gelene kadar.

doğru söze ne denir..

şikayet mi edilecek iş müfettişlerine veya mahkemeye mi verilecek Teiaş ?

herkes de şu var Armut piş Ağzıma düş....

Alt İşveren (Taşeron) Yönetmeliğine dikkat!



Gerçekten, İş Kanununun 3. maddesinde 5763 sayılı Kanunun 1. maddesiyle yapılan değişikle (RG. 26.05.2008-26887), asıl işveren-alt işveren ilişkisinin denetlenmesi ve varsa "muvazaa" tespiti görevi iş müfettişlerine verilmiştir. Ayrıca, çıkarılan Alt İşveren Yönetmeliği (RG. 27.09.2008-27010) ile asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulması, bildirimi ve işyerinin tescili ile yapılacak alt işveren (taşeron) sözleşmesinde bulunması gereken diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar bu Yönetmelikte belirtilmiştir.

Buna göre, bir işyerinde her ne suretle olursa olsun asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulması "yeni bir işyeri" kurulması olarak değerlendirilir. Alt işveren, kendi işyeri için bir ay içinde ÇSGB Bölge Müdürlüğüne bildirim yapmakla yükümlüdür (İş K. md.3/1). Alt işveren, işyerinin tescili için şekli Bakanlıkça belirlenen işyeri bildirgesi ile birlikte şu belgeleri Bölge Müdürlüğüne verir: a-Tüzel kişiler için Ticaret Sicil Gazetesi sureti, b- İmza sirküleri, c-Alt işverenlik sözleşmesi ve ekleri (Yön. Md.6). www.muhasebenet.net

********

Alt işverenlik sözleşmesinde ve eklerinde bulunması gereken hususlar şunlardır:
a) Asıl işveren ile alt işverenin işyeri unvanı ve adresi,
b) Asıl işveren ile alt işverenin tüzel kişiliği ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluş olması hâlinde işveren vekillerinin adı soyadı ve adresi,
c) İşyerinde yürütülen asıl işin ne olduğu,
ç) Alt işverene verilen işin ne olduğu, www.muhasebenet.net
d) Alt işverene asıl işin bir bölümü veriliyor ise; verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirme koşuluna ilişkin teknik açıklama,
e) Taraflarca öngörülmüş ise işin başlama ve bitiş tarihleri,
f) Alt işverenin faaliyetlerini işyerinin hangi bölümünde gerçekleştireceği,
g) Kanunun 2 nci maddesinde yer alan; asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden, alt işveren ile birlikte sorumlu olacağı,
ğ) Alt işverenlik sözleşmesinin yapılmasından önce asıl işveren tarafından çalıştırılan işçilerin alt işveren tarafından işe alınması hâlinde, bu işçilerin haklarının kısıtlanamayacağı,www.muhasebenet.net
h) Alt işverene verilen işin taraflar açısından yürütülme esasları,
ı) Asıl işveren veya vekili ile alt işveren veya vekilinin imzası, hususlarına yer verilir (Yön. Md.10/1).

***********

Ayrıca, bir işyerinde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren bir işin alt işverene verilmesi hâlinde, alt işverenin uzmanlığını belgelendirmesi amacıyla sözleşme kapsamındaki işe uygun; iş ekipmanı listesi, iş bitirme belgesi, operatör ve teknik eleman sertifikaları sözleşmeye eklenir (Yön. Md.10/2).
Ancak, bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten (27.09.2008) önce kurulan ve hâlen devam eden asıl işveren-alt işveren ilişkisinde yukarıda son cümlede belirtilen Yön.md.10/2 deki belgeler (iş ekipmanı listesi, iş bitirme belgesi, operatör ve teknik eleman sertifikaları) aranmaz (Yön.Geç.Md.1). www.muhasebenet.net
Görüldüğü gibi, bundan böyle işverenlerin yapacakları alt işveren (taşeron) sözleşmeleri belirli esaslara bağlanmış, bu esasları içermeyen sözleşmeler "muvazaalı" sayılarak bildirimde bulunan alt işverenin "işyeri tescilinin" yapılmayacağı ve alt işveren (taşeron) işçilerinin baştan itibaren asıl işveren işçisi sayılacağı hükme bağlanmıştır.


Yeni yayınlanan Yönetmelikte (RG. 27.09.2008-27010) yer alan bu hususlara çok dikkat edilmesi gerektiğini, aksi halde alt işverenle yapılan sözleşmenin geçersiz sayılarak tüm işçi alacakları (ücret, fazla mesai, tazminatlar, v.s. ile özellikle yatırılmayan sigorta primleri) ile ilgili bütün sorumluluğun asıl işverene ait olacağını belirtmiştik.

Artık, bir işyerinde her ne suretle olursa olsun asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulması "yeni bir işyeri" kurulması olarak değerlendirildiği için, alt işveren yeni kurulan kendi işyeri için bir ay içinde ÇSGB Bölge Müdürlüğüne bildirim yapmakla ve işyerini tescil ettirmekle yükümlü tutulmuştur (İş Kanunu. md.3/1). Bu amaçla alt işveren, geçen hafta açıkladığımız hususları ihtiva eden "alt işverenlik (taşeron) sözleşmesi" ile eklerini, tüzel kişiler için Ticaret Sicil Gazetesi sureti ve imza sirküleri de dahil, işyerinin tescili için şekli Bakanlıkça belirlenen işyeri bildirgesi ile birlikte Bölge Müdürlüğü'ne verir (Yön. md.6).www.muhasebenet.net

*******

Bölge Müdürlüğü'nce, bildirimde bulunan alt işverenin işyeri tescil edilerek işyeri için bir sicil numarası verilir. İşyeri bildirgesinde beyan edilen bilgilerin ve eklenmesi gereken belgelerin eksik veya gerçeğe aykırı olması hâlinde işyerinin tescili yapılmaz. Tescili yapılan işyeri için belirtilen belgelerde Kanuna aykırılık veya muvazaa kanaatini oluşturan delillerin bulunması hâlinde, söz konusu belgeler gerekçesi ile birlikte incelenmek üzere Bölge Müdürlüğünce İş Teftiş Grup Başkanlığına intikal ettirilir (Yön. Md.7).

Muvazaanın incelenmesinde özellikle şu hususları göz önünde bulundurulur:

a) Alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin yardımcı işlerinden olup olmadığı,

b) Alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı,

c) Alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığı, ç) Alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığı,

d) İstihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığı,

e) Alt işverene verilen işte asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığı,

f) Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı,

g) Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığı (Yön. Md.12).

Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin iş müfettişlerince incelenmesi sonucunda muvazaanın tespitine ilişkin gerekçeli müfettiş raporu Bölge Müdürlüğünce işverenlere tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren 6 işgünü içinde işverenlerce yetkili İş Mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Rapora 6 işgünü içinde itiraz edilmemiş veya Mahkeme muvazaanın tespitini onamış ise tescil işlemi Bölge Müdürlüğünce iptal edilir ve alt işveren işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılır.

******

Hemen ekleyelim ki, "yargı organları" tarafından yapılması gereken "muvazaa" tespitinin, "iş müfettişlerince" yapılmasının "yürütme organının yargı yetkisini kullanması" nedeniyle "Anayasaya aykırı" olduğu iddiası ile TİSK (Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu) tarafından Danıştay'da Yönetmeliğin "iptal davası" açılmıştır. Ancak iptal kararına kadar yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümleri dikkate alınmak suretiyle işlem tesis edilmesinde yarar vardır. Zira, iptal kararı verilse bile, geçen haftaki ve bu haftaki yazımızda açıklanan hususların bu defa mahkeme tarafından dikkate alınacağını akıldan çıkarmamak gerekir. www.muhasebenet.net

Nihayet, Yönetmeliğin yürürlükte bulunduğu süre içinde iş müfettişinin muvazaalı işlemi tespit etmesi durumunda; itiraz süresinin geçmesi ya da mahkeme kararı ile muvazaanın onanması hâlinde asıl işveren ve alt işveren veya vekillerine ayrı ayrı 10 bin YTL idari para cezası uygulanır (5763 s.k. değişik İş K. md.98/1; Yön. md. 13). Hem asıl işveren hem alt işveren için öngörülen bu idari para cezasının 01 Ocak 2009 tarihinden itibaren %12 "yeniden değerlendirme oranında" arttırılacağını ve cezanın 11.200 YTL'ye çıkacağını belirtmek isteriz. Bu cezai yaptırım yanında, asıl önemli hukuki yaptırımın, alt işverene verilen asıl işin bir bölümünde çalışan işçilerin sigorta primleri dahil tüm işçilik alacaklarından asıl işverenin sorumlu tutulması olduğunu, bir kere daha hatırlatmakta yarar görüyoruz.

Prof. Dr. Fevzi DEMİR
profdrfevzidemir@hotmail.com
Gözlem/29.12.2008

"Alt İşveren Yönetmeliği" açıklamalar.

Bu yönetmelik bize asıl işçi yani kadrolu işçi sayılma hakkı veriyorsa ;
Ne yapılması lazım:

1-Normalde biz hiç bir şey yapmadan iş müfettişlerinin harekete geçmesi gerekiyor.Bu nasıl olacak derseniz şöyle:
"Alt İşveren Yönetmeliğ" uyarınca taşeronlar aldıkları işi Bölge Çalışma Müdürlüklerine bildirmek zorunda.Burada yapılan incelemede "Alt İşveren Yönetmeliği"ne uyulup uyulmadığı kontrol edilir.Uyulmadıysa iş müfettişleri harekete geçer.İşçileri asıl işçi olması gerektiğini rapor ederek Çalışma Bakanlığından onay ister.
2-Herhangi bir şikayet sonucu İş müfettişleri harekete geçmek zorunda kalır.

Bu şikayetide aslen ,gerçeki sendikaların olduğu iş yerlerinde sendikalar yapar.Fakat bizlerin iş yerlerinde yetkili olan Tes-İş Sendikası gerçek bir sendika olmadığı için bizlerin böyle bir şansı yoktur.
Bu sebeplerle bir tek şansımız kalıyor.Şikayeti bizzat yapmak.
O zaman o kadar biliyorsunda ,sen neden yapmıyorsun diyorsanız ;

Bu işi ne kadar çok kişi aynı anda ,hatta hep birlikte yaparsak ,bu işin olmasını istemeyenleri o kadar mecbur etmiş oluruz.Onlara kaçacak yer bırakmamış oluruz.
Bu işi bir trafoda yaparsak ,oradaki arkadaşların tazminatını Teiaş maaşı üzerinden ödeyip işten çıkarırlar ve Trafoyu tekrar ihale ederler.
İşte buna engel olmak için hep birlikte veya mümkün olduğu kadar çok kişiyle bunu yapmalıyız.
Yani işimiz hem çok kolay hemde çok zor.Yani tamamen bizim çalışmamıza cesaretimize bağlı.

Yasalar tamamen bizden yana,bize lazım olan cesaret ve işbirliği.

Ivır zıvır konulara elli tane yorum yazıyorsunuz ,bununla ilgilenen yok.Hiç mi bir şey anlamadınız yada çok iyi anladınızda birşey sormaya gerek mi duymuyorsunuz.
Bizim kurtuluşumuz bu yasadır arkadaşlar.Hiç bir eksiği yok yasanın.Değerini anlayamıyormusunuz.Üste para versek böyle yasa çıkmaz bizim için.

400 defa okunmuş neredeyse.Buna da şükür.

Yukarıda ne yapmamız gerektiğini anlatmıştım.